Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | (birine bir şey) ısmarlamak | buy f. | ||
The penniless kid bought me an expensive dish. Çulsuz velet, bana pahalı bir yemek ısmarladı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | (birine bir şey) ısmarlamak | blow f. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | (birine bir şey) ısmarlamak | stake (one) to (something) f. | ||
Öbek Fiiller | (birine bir şey) ısmarlamak | stand (one) to (something) f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | birine bir şey ısmarlamak | stake someone to something f. |
Öbek Fiiller | (birine/kendine bir şey) ısmarlamak | treat (someone or oneself) to (something) f. |